aksam postasi:
telefon aci aci caldi. arayan basbakandi. (hem mayk hammer, hem ozkok gondermesi olan mithis bir cumle)
bastan basliyorum, kapi aci aci calindi, hem de iki kere, farkli zamanlarda. hic ustume alinmadim, benim kapim degil herhalde yeaa, kim benim kapimi calacak ki? dedim. ucuncu kez calindiginda actim artik (az once) karsimda kim? Tatiana! (bir onceki post'u oku canim okuyucu, beni aciklamalara mecbur birakma. biz bunlari hep yazdik.) bir panikler bir seyler. benim tarzan almancam, onun benimkinden cok az daha iyi almancasi ve panik icindeki ruscasi ile anladim ki internetler icin GI'e basvurmus ama bir sebepten (buyuk ihtimalle becerememistir) interneti odasinda calismiyor. sim card almis bir tane buradan, onu aktive etmesi gerekiyor, bunun icin internet gerekli; dolayisi ile 212 numerolu odasindan benim 312 numerolu odama cikmis, yardim istiyor. belliydi bugun yemek yiyelim bilmemne yapalim derken bu kadinin basima sarilacagi. neyse, aldim sim card'i, internet sitesine girdik, COK SUKUR ingilizcesi de var. butun islemleri yapiyorum ama GERIZEKALI site bizim posta kodunu kabul etmiyor? once buraninkini yazdim, olmadi GI'unkini, yok yok yok. internetten kontrol ediyorum munuh postkodlarini, tamam her sey dogru, ama posta kodunu giremiyoruz ve dolayisi ile adresi de tamamlayamiyoruz, ve ne olmuyor? karti aktive edemiyoruz.
Tatiana'nin (bana Liza de) aglamalari esnasinda parasinin olmadigi, bir arkadasina ulasmasi gerektigi gibi detaylari kavradim. actim skype'i, oradan telefon etsin diye, oh, orada da kredi kalmamis. verdim telefonu, ara arkadasini ama kisa konus, o seni geri arasin dedim. butun bunlari ingilizce-almanca-yunanca karisik soylemem de takdire sayan sanirim, ve o yunanca araya niye giriyor? onu da hic bilmiyorum. nihayetinde buradan 30 km. (sanirim?) mesafedeki arkadasini aramayi basardi. sabah arkadasinin GI'e gelmesi planlandi, sanirim kendisine para getirecek.
bu isleri hallettik de, gozyaslarimiz bitti mi sandin? Tatiana tutturdu gel asagi kahve icelim benim odamda. Tatiana bebeyim, ben kahve icmem bir, burada mis gibi internetlerde kafa dinlerken seninle odana gelemem iki, uc KONUSAMIYORUZ KI! derdimi de anlatamiyorum, isim var, yazi yazmam lazim, onu bitirmem lazim, fur die magazin, in der turkei falan filan salliyorum, bana misin demiyor. CUNKU ANLAMIYOR. nihayetinde actik rusca-ingilizce online sozlugu, now, work, tomorrow, come anahtar kelimeleriyle derdimi anlattim, az once yolculadim kendisini alt katimdaki odaya. gece camdan falan girecek diye korkuyorum simdi. allahtan hava soguk, cam kapali.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
aa korku filmi gibi kadin? bittin sen bittin. bende de maroc asilli hollandali var boyle bir tane, seviyor beni neden bilmem. bu ruslar buz gibi olmaz mi normalde yahu, kani mi bozuk bunun ne?(arada profil yabtim, belki bir gun yazarim bile belli mi olur)
ReplyDeletevalla bilmiyorum ama ilk gunden alciya aldi. yarin soz verdim odasina MISAFIRLIGE gidecegim. odalar da sahane, bir tane sandalye, bir de yatak var. minder mi gotureyim ne yapayim anlamadim ki? kahveyi nereden yapmis bir de odasinda? kadin bir gunde eve mi cevimis, yaninda samovar mi getirmis? ogrenicez artik.
ReplyDeleteneyse ingilizce bilmemesi beni almanca konusmaya zorlamak suretiyle faydali olabilir. ama gorunen o ki 4 hafta tatyana. vay bana vaylar bana.
Ahaha, bana da böyle bir şey olmuştu. Nijmegen'deyken 2 ayrı konuşma grubuna devam ediyordum. Birinde tam anlattığına benzer bir Rus hatun bana dadanmıştı. Bir de garibim kocaman bir şeydi, kazara üstüme basacak diye korkuyordum. Bu ısrarcılık, anlama özrü belli bir kesiminde var demek ki. (:
ReplyDeletebu da kocaman ya, olimpiyat gullecisi gibi?
ReplyDelete